motor yağı ve osmanlı tarihi bilgisi
motor yağı ve osmanlı tarihi bilgisi etmek için mücadele olmuş ve nihayet parçalanmış olan bcylif;i Kara-yölük’üıı tonum ve Ali Rey’in oğlu Uzun IIasan llcy bir idare altında toplamağa ıımvatTak olmuştur. Uzun Haşan (1433-1478) hükümdarlığı za-ımmmda Karakoyuıılu Devletini ortadan kaldınp geniş fütuhat ile bir imparatorluk kurmağa ııuıvaftak olmuştur. Doğu .Inodolu ile ^«erhaycan, Jrafc-ı i4cem, /roA-ı Arab^ tran ve Honuan ülkelerine salıip olan Uzun Hasan Bey batı hududumla Osnıaıılüarla komşuluk etmiştir. Bu komşuluk memleketleri Ostnanh-Janu işgaline uğrayan Aar<ım<moğHÎ/iirı*ııı himaye etmesi yüzünden düşmanca bir hal almış ve nihayet tarihin ikinci cildinde görüleceği üzere Otlukbeli muha-If besin i iııtac etmiştir,
^ Saltanat kurmak için meydana çıkanlar ve muvaffak olanlar bu ha Metleriai meşrû göstermek için kendilerinin eski hükümdar sülâlelerinde ^‘sine mensup olduklanm iddia edegelmişler ve bunu ispat için
Şeyh Bedreddin irşad yoluyla Anadol^’^ dolaştığı sırada tasav v ufı daha doğrusu akidesini yay^mağa başlamış ve gezdiği yerlpf^j^ hep alcA î türkmenlerle temas ederek maksading göre onlan hazırlamak istemiştir; daha sonra Şeyh Bedreddin RumelVye geçip Edirne^de yerleşmiş ve kendisini ziyarete gelen, lerle görüşerek yavaş yavaş faaliyetini genişletmiştir.
Şeyh Bedreddin’in bu faaliyeti Osmanlı Devletinin parça-lanıp şehzadelerin birbirleriyle mücadele ettikleri zamana tesa diif etmişti. İlim ve fazileti, irfan ve kudreti etraftan duyulmuştu. Bundan dolayı Edirne^de bükümdarlığını ilân etmiş olan Musa Çelebi, Şeyh Bedreddin’i kazasker tâyin etmek suretiyle bilmeyerek onun nüfuzunun yayılmasına yardım etmiş ve şeyk fe bundan istifadeyi kaçırmamıştır. Anın bu çalışması
Borklûee re Bedreddin, Anadolu ye Rumeli’deki isyanlarla Torlmk Kemal henüz iç mücadele sarsıntılarından kurtulmuş layanljm olan Osmanlı Devletini gafil avlayarak şeyhlikten şahlığa geçmek istedi; kendi cemiyetine başka din ve mezheplerden de adam alıyordu. Karaburun’dan Börk-iüce Mustafa’nın yanında takrihen beş bin kişi vardı. İhtida isyan burada baş gösterdi, az zamanda pek korkunç bir bal aldı.
Dede Sultan diye anılan Mustafa’nın üzerine mühim bir kuı^^etle memur edilen İzmir sancak be\i Aleksandr bunlara
^Âlî’ye göre (c. 5, s. 143) Bedreddin’inKoslamonu’ya tsfendiyar’myanı-aa gelmesi üzerine, İsfendiyar Bey Osmanb padişahından çekinerek şeyhi pâdi-şalıa yollamış ve Zagra'da oturmasına müsaade edilmiştir.01 zamanda Torlak Hu Kemal derlerdi âyin ve erkân-ı batı-
lınca bir erkân tutmuştu; şer’a muhalif çok işler işlerdi. Anun dahi yamnda vardı. Ol taifeye Kemaliler derlerdi. Çıplak dazlaklar idi, iki binden ziyade idi; alem deblek. nayle il üzerine gezerlerdi, iüeri aldadup, çiftten, çubuktan ayardup kendulere benzedirlerdi. Anlar dahi türlü türlü fesada başlayıp bayh mûlhidlikler ve mürailikler ederlerdi. Aydın ilinde bu suretler ile durduklan yerleri harab etmişlerdi^ (Paris Miüî Kütüphanesi türkçe yaz-nalan, kadim 99, s. 66-Prof,Mükrimin HalU Yinanç\n istinsah ettiği notlardan), Börklüce Mustafa ve onun kendbine mûrid yaptığı Sakız adasmds arJati adındaki keşiş hakkmda Dukas*da iBon
deve üzerine konulup şehirde teşhir edildikten sonra kinl<(iii,ij, Manisa taraflarındaki Torlak Kemal isyanı, K«ra/jur^^ isyanı kadar korkunç olmamakla beraber üç bin kişi kadarı, Şehzade Murad ile Bayezid Paşa, Börklüce isyanını hantif. diktan sonra Torlak Kemal’in üzerine gitti; onun ccrniycti,,, de dağıtıp elde ettiği Torlak ile avenesini astırmak sureliyle [„j Alevî kıyamı da bastırıldı.
etrafına adamlar ve mektuplar göndererek balkı kendi cemiyetine davet etmişti^. Kendisi azasker bulunduğu sırada Rumeli’de epey taraftar peyda etmişti;
^ Dukas, Sakız adası^nda, Börklüce Mustafa’ya inanmış olankeşişlı üşmüş ve onun sahte peygamber dediği Börklüce hakkında fikrim gormıı 9 da Dede Sultan’ın ölmemiş olduğunu ve Sisam adosı’na geçerek oraJ si gibi yaşadığım ve bununla beraber Dede Sultan’m fikir ve inancu madiğim söylemiştir (Bon tabh s. 115).
bııtiM dirnlı^rdı^ki vukuf v«- m ,jyni müınv ve mıİMlefina motor yağı l>ir rm^vkı ı«;fgal « :• litjiir hukuki olun fıkıhla zajmunıııın imamı gibi idi; bu (¿ıJCami-ül-fusuleyn bu zatın değerini göstermek kâftdir.Bu eserinden evvel fıkha dair (oljLiV* ^’UJ) Letaif-ül-idarin isimli kitabını yazmış ve bundan 8onra fıkıhtaki yüksek ihaiafiiin g’österen Cami‘ül-Fusuleyn'*i telif etmiştir. Bu eserlerini yazarken Kahire^de buluııduğu sıradaki dört mezhep fukahasınm fetvalarım da - tetkik eylemiştir
Bedreddin^in (J^^Uİ vL:5') Kitab-üt-Teshil adiyle kaleme aldığı eseri Letaif-ül-işarâVm şerhidir; bu eserini, Edirne’de kazasker bulunduğu sırada 816 Şevvalinin sekizinci pazartesi günü telife başlamış, 818 cemaziyelâbırin yirmi yedinci salı günü (3 Eylül 1415) tznik^de ikamete memur iken bitirmiştir^; anın bu eserleri Ulemaca pek muteberdir. Bedreddin’in Nur-ül-kulub adlı bir tefsiri olduğunu torunu Hafız Halil’in yazdığı Menakıb-ı Şeyh Bedreddin’den öğreniyoruz, Fıkıhdan da başka bir eseri
^ Şeyh Bedreddin*in akaidi hakkında rahmetli Şer afettin Yaltkaya’ıu imavna kadısı oğlu Şeyh Bedreddin'^ hakkındaki risalesine bakılsın fI924’ı tnbuVda basılmıştır) .Aynı zamanda İslâm Ansiklopedisi ^^Bedreddin
çcrhi vardır Varidatı, vahdet-ı vücud felsefesine mensup olanlar tarafından tutulmuştur *. Bu eserinde âlemin kıdemine kail olup Allahı malılûkat tan ayrı olarak kabul etmez. Şeyhe göre cennet ve cehfinnem cahillerin zannettikleri gibi olmayıp bu dünyadaki iyilik veya kötülüklerin ruhlardaki tatlı veya acı tezahürleridir. Bcdreddin cismani haşn kabul etmez ve öldükten sonra beden cüzülerinin ihyasına imkân olmadığını
^ Şerefeddin-i Yezdî ve Nizamüddin-i Şamî Zafernâmeleri. M ile Mustafa Çelebilerin yaşlan küük çolduğundan kendileri bir hizmete ^eyip babalanmn merkez kolunda ve geride bulunmuşlardır. Feridun’da N*|
^ Halkondil, Mustafa Çelebi’nin, Sinop beyi 1 sfcrıdiyar’ın yanına gidip aralannda bir ittifak yaparak oradan Eflâk’a geçip hÜHn-i kalıul (çorüp rardun vadedildiğini ve maiyyeti olan üçyüz atb ile Rumeli’ye geçerek o havali-eki beyleri kendisine çevirmek istediğini fakat Çelebi Mehrned’c karçji umn i olan börmet ve sevgiden dolayı muvaffak olamayarak Sclanik’c İltica eyk-ğini yazıyor (1632 Paris tab’ı, s. 105).
^ Hayrullah Efendi tarihi, c, 7 s, 36, Aşıkpaşa zade (s. 96) Mustafa Çelehi’nin ıci Murad zamanında hükümdarlık iddiasiyle Selânik\en çıkıp VardarYtni' ve Serez*e yfirüdüğünü beyan etmek suretiyle Çelebi Mehmed zamanırı-hâdise ile sonraki hâdiseyi karıştırır. Oruç Bey tarihi de (s.105) şöyle diyor: bnmhn altı oğlu kaldı; biri cenkte düşüp belirsiz oldu, Mustafa Çelehi di, sonra Selânik*ten çıkıp huruç etti, Düzme Mustafa dediklerioldar^ f (Bon taEı, s. 117) ve Halkondil Mustafa Çelebi’nin Eflâk’ta bulan* B beyan ediyor, Osmanlı tarihleri Mustafa Çelebi’nin hükümdarlık yle Çelebi Mehmed zamanında ortaya motor yağı çıktığından hiçr, Ç#'lf‘hi Mehmed’in Musa Çelebi’ye karşı mücadelesinde ona müzahir olmuştu; çünkü Musa Çelebi Jstanburu muhasara eımiş ve Selanik’ti almak istemiş, onun üzerine ]Vlanuel, Çelebi Mehmed’le pazarlığa girişerek yaptığı muahede üzerine toprak elde ederek kendisine yardım etmişti.
Bu defa ise karşısına Yıldırım Bayezid’in oğullarından Mustafa Çelebi çıkarak imparatora Osmanlı ülkelerinden daha çok menfaat temin edeceğini vaid etmesi üzerine Manuel bu defa Mustafa Çelebi’yi ele almıştı. Bu sebeple' 822 H./1419 M. de imparator tarafından Rumeli’ye gönderilmesi kararlaştırılan Mustafa Çelebi, ibtida Bflâk tarafına sevkedilmiş orada Bflâk prensinden hüsn-i kabul ve yardım görmüş ve bu sırada Niğebolu sancak beyi Aydınoğlu Cüneyd Bey hemen Bflâk’a giderek kendisine iltihak etmişti^. Bunlar Bflâk kuvvetleri ve kendilerine uyan kuvvetlerle süratle Tesalya ve Selanik taraflarmda faa-
onu Çelebi*nin vefatından sonra saltanat iddiasiyle ortaya çıkmış bir türedi olarak gösterirler. Hayrullah Bfendinin metindeki mutaleasım nereden naklettiği bilinemedi; Fakat Çelebi Mebmed*in İmparatorla sonuna kadar dostluğu devam ettiği düşünülürse bu mutaleayı ihtiyatla kubul etmek lazım gelir; her halde Bizans kaynaklan daha doğru olmah.
^ Dukas (s. 117J ve Halkondil (Paris t£ib*ı s. 97) Mustafa motor yağı Çelebi’nin İmparatorun yamna uğramadan Eflâk*a. gittiğini yazıyorlar; Halkondil^ Mus-tafa^mn, îsfendiyar Bey’in yardımiyle Sinop'tan Eflâk*a gitmiş olduğunu beyan ediyor. lorga'da (c. I. s. 366-370) Trabzon’dan İstanbul*a gelen bir gemi ile Mustafa Çelebi’nin bir adamının Venedik’e giderek Mustafa için yardım istediği motor yağı katkısı ve kendisine Fflâk beyinin yardım yapabileceğinin söylenmesi üzerine oraya baş vurup talebinin kabul edildiği ve bunun üzerine Mustafa Çelebi’nin Eflâk’a geçtiği beyan edildiğine göre Mustafa Çelebi’nin Sinop’ta îsfendiyar Bey’le anlaştıktan sonra Eflâk’a geçmiş olması icap ediyor ki hadiselere göre doğrusu bu olacaktır. Yani Mustafa Çelebi evvel Sinop’tan Eflaka geçmiştir. Manuel ile anlaşması daha sonradır.
* Çelebi Mehmed’in küçük kardeşi Mustafa’nın Ulcdı*ta bulunduğu Aberi geldi; Çelebi Mehmed en evvel Cüneyd’i öldürmek için maiyyetinder •isini gönderdi ise de, Cüneyd iki gün evvel Eflâk’a giderek Mustafa’ya
* Selânik valisi, mültecilere ikram ile teselli etti. Sabah olunca Çelel m e d, Selanik valisine bir memur göndererek imparatorla araımukl olan dostluk sebebiyle Mustafa ile Cüneyd’in kendİBİne tcHİimed ni bildirdi ve “aradaki dostluğu bozma ve Rumiara büyük zararlar yap ı sebep olma; teslim etmezsen hasmane hareket ederek Selânikli îö haberini yolladı. Vali Leontarius, pek yumuşak cevap vet aparatora bağlı bir memurum; oldukça M us t a i'a’yı salıvermemeği ve Mehmed’in haleflerinin Bizans’a karşı takınacakları vaziyete göre hareket etmeği taahhüd ediyorlardı. Bunu müteakip Çelebi Mehmed, Mustafa Çe-lebi’ye yardım edip asker veren Eflâk topraklarına akın yaptırmak suretiyle intikam aldı Bizans tarihlerinde Mustafa Çelebi’nin saltanat iddiasiyle birinci defa meydana çıkmasının ve muvaffak ulamayarak Selanik’'g ilticasının hangi tarihte olduğu gösterilmemiştir; bu hâdisenin Şeyh Bedreddin vak’asından evvel, olması ihtimaline binaen kat’î olmayarak 822 H./1419 M. tarihini gösterdim^. Çünkü, Bedreddin vakası esnasında Çelebi Mehmed’in Serez’de bulunması, Mustafa Çelebi’nin Se/âni/c’e ilticasiyle pâdişâhın İmparatorla anlaşarak Edirne’ye dönmesi sırasında vukua gelmiş olduğunu tahmin ettim.
1420’de Sultan Çelebi Mehmed, İstanbul yolu ile Anadolu’ya geçmek üzere geldi. Bizans casusları pâdişâhın Anadolu’da işlerini yaptıktan sonra IstanbuVvi muhasara edeceği haberini getirdiklerinden bazı Bizans devlet adamları pâdişah’ın İstanbul yoluyla geçerken tevkif edilmesini söyledilerse de Manuel bu teklifi kabul etmedi. Bununla beraber bu haber sebebiyle ihtiyat olmak üzere Çelebi Mehmed’i karşılamak için çocuklarını da göndermedi-motor yağı