motor yağı ve osmanlı tarihi konu

motor yağı ve osmanlı tarihi konu

 motor

 motor
 motor
motor motor

motor yağı ve osmanlı tarihi konu İmparator, Mustafa ÇeJeba’nin kendisini atlatarak ///Vu vermcıııcsi üzerine onu terk ederek Sultan Murad’la laffinak istedi. Bursa hükümeti, Gelibolu"'nun imparatora edilmeyerek Leon t a r i u s’un eli hoş döndüğünü haber ahnc^ onlar da bu fırsattan istifade ederek vezir Çandarlızâde İbrahim Paşa’yi elçi olarak İstanbul’a gönderdiler; Ib rahim Paşa Bayezid Paşa’nın ölümünden sonra vezir-i âzam olmuştu.
İbrahim Paşa, Mustafa Çelebi ile İmparatorun aralan-nm bozulduğundan haberi yokmuş gibi Manuel’den yardım istedi ve pek mütevazı hareket ve sözlerle imparatoru merhamete getir-meğe çalıştı; babası Çelebi Mehmed’e yaptığı gibi oğluna da yardım edebileceğini söyledi ve kendisini koltukladı ve Gelibolu He iki şehzadeyi istemekten vazgeçmesini istirham etti^. Fakat
^ Dukas s. 152 ilâ 154^de Cüneyd ve Mustafa Çelebi ile motor yağı Dimitriyo-un muhavereleri hakkında tafsilât vardır. Halkondil (Paris tabh s. lö7jMus-ıfa’nın imparatora haber göndererek kendisi harple meşgul olduğu için hiı;-• harekette bulunmamasını ve müsterih olmasım ve her tarafı zabt ettikten ıra Gelibolu'yu vereceğini vadettiğini kaydediyor.
^ Biraderi Mehmed’in sarayına girince orada hesapsız servet ve
kıymetli şeyler buldu; hergün sarhoş oluyordu ve vaktini huzuzât-ı nefsa-He geçiriyordu,," (Dukas, s, 157),
^ Çelebi Mehmed'in Murad Mustafa Mahmud ve Yusuf isindeki dört oğlundan Murad hükümdar olmuş ve Mustafa adındaki oğlu da &/İ sancak beyi bulunmuştu. Küçük yaştaki Mahmud ile Yusufun Imemeleri için imparatorun yamna gönderilmelerini vasiyyet etmişti., bparator, bu çocukların kendisine verilmesinde ısrar ediyordu. Sultan hükümdarlığım sağlamak üzere uğraştığı sırada bunları Tokol’a gön-İpsetmiş ve daha sonra Bursd^ya getirterek gözlerine mil çektirip ıiiı^ nber Bursdda oturtmuş ve kendilerine tahsisat bağlamıştır. Bulj
A dom o Foça'* yu geldikten sonra ÇeleKi Mehmed’le gö-rüiforek senede yirmi bin altın vermek suretiyle on sene müddetle Foça’nın maden imtiyazını almıştı. Aradan altı sene geçince Çelebi Mehmed vefat etmiş ve Mustafa Çelebi hâdisesi yıkmıştı. Bu senelerde şap madeni işi tatil edilmiş ve bir kaç seneden beri devam eden hâdiseler sebebiyle madenin yıllık imtiyaz bedelini verememişti. Cenevizlilerle Katalanlar arasındaki muharebe netieesinde Katalanlar, Ceneviz gemilerinin İtalya, Fransa, İspanya ve İngiltere’de seyrü sefer etmelerine mâni olduklarından tabiî olarak maden işletmesi de durmuş ve bu yüzden A do r no büyük bir borç altına girmişti.
Adorno, Sultan Çelebi Mehmed’in ölümünü haber alınca bu vesileden istifade ile borcundan kurtulmak isteyerek daha Amasya’dan Bursa’ya gelmeden evvel Murad’a mektuplar gönlerdi. Bu mektupları Adorno’nun kâtibliğinde bulunan Rum aüverrihi olan Duka s yazmıştı. Adorno mektubunda. Çelebi lehmed’le arasındaki dostluktan bahis ile arzu ettiği takdirde I dostluğu yenilemeğe hazır olduğunu yazdıktan sonra:
rdeş 832 H./1429 M. deki taun salgınında vefat etmişlerdir. Tarihî karinem e Çelebi Mehmed ’in Orhan adındaki bir oğlu da İmparator * unda bulunuyordu.
h'(iirni^\ir xvvk \ r Huítuhi olup rakilii Snll a n Muí ml'i uiMUum,.^' Cüiivyil^ MitHlnl'u (Jrlrhi*yi íka/. rlli, Minail'm 1ih|muiUov1h
suvu ViiMİriiî. ve suyun iki ki]^nsında karşılaştılar. Mus-( 1 / a Çrlf'f -iin nznh yani hafif yaya askeriyle Murad kuvv^et-|^riıı<‘ karşı l>eş bin kişi ile yapmak istediği baskın Demirtaş Paşa „ğlu l On 11 r Bey’in pusudan çıkarak yaptığı mukabil taarruz iizerirıe muvaffak olamadı (^. Sultan Murad ın ordusunda Mili a loğ i Mi'hmcd bey de vardı. Bu Musa Çelebi'nin Rumeli’deki saltanatı zamanında onun beylerbeğisi yani ordu kumandanı idi; elaltından Çelebi Mehmed’e taraftar olmuştur. Çelebi zamanında da akıncı beyliğinde v^e divanda bulunmuş ve Şeyh Bedreddin vak’asında alâkadar olduğu için Tokat kalesine hapsedilmişti (1420). Murad hükümdar olup Mustafa Çelebi hâdisesi çıkınca Murad’ın devlet adamları, eski şöhretli Rumeli beylerinden olan Mihaloğlu’nun motor yağı serbest bırakılarak gönlünün alınmasını ve bunun Rumeli akıncı beyleri üzerindeki nüfuzunu söylediler. Derhal Tokat’tan alınarak Bursa’ya getirilmiş ve ordu ile Uluhad önüne gelmişti.
Bir gece, Mihaloğlu Mehmed bey, Uluhad çayı kenarına gelerek Rumeli akıncı beylerini isimleriyle çağırmağa başladı. Bunlar çay kenarına gelerek ölmüş sandıkları Mihaloğlu’nun sağ olduğunu anladılar. O, akıncı beylerine pâdişâhlarının oğlunu terk ederek bir düzme hükümdara tâbi olduklarından dolayı söylendi^. Bu görüşmeyi Mustafa Çelebi haber alarak şüp-
Âythnopiht (!iinr-y<l lif;y’c l>ir rn<:k;<'j> J r/j j -11 nırkt ııhımdit <Ja îJohI lukları h a tı rla tıiiyor Muslnfa Çvlcl)i’yi yakalayarak S u J 1 a rı vj: rad’a erkleri bildiriliyor ve kerıdiftine OftmanJılan n yÜ£_îek hákjQQj-, titnınmk şjırtiyle Aydın ve havalisinin veriJeceği vadolunuvo,,; . Mustafa Çelebi^ Rumeli beyJerinin, Mıhaloğlu ile melerinden zaten şüpheye düşmüştü. Bu defa Hacı ivaz Pa.. dan gelen mektup bütün bütün şüphesini arttırdı \e kev-fiv^» Cüneyd Bey’e açtı; o da kendisine gelen mektupLan gönrrr; işte bunun üzerine Cüneyd Bey işin neticesinin fena olacaâuı tahmin ederek bir gece yetmiş kadar adamiyle Mustafa Çelebi'. nin ordusundan ayrılarak aile ocağı olan Aydın eline kaçtı*. Filhakika ivaz Paşa’nın mektubunda söylediği gibi bu suads izzat Hacı ivaz Paşa kolundan Mustafa Çelebi ku\-\etlen zerine bir baskın yapıldığından
Mustafa Çelebi kaçarken Biga çayı önüne gelerek, mevsim sebebiyle nehrin taşkın olmasından dolayı oranın kadısının delâletiyle bir hayli altın mukabilinde çayın geçidini bulup karşı tarafa geçmeğe muvaffak oldu ^ ve sahile inerek orada bulunan gemilere atlayıp Gelibolu tarafına hareket etti ve giderken takip edilmemesi için Anadolu sahilinde ne kadar nakil vasıtası varsa hiç birisini bırakmadı; Gelibolu'^ya geçtikten sonra da oradaki vasıtaların Anadolu sahiline geçmemeleri için onları da karaya çektirmek suretiyle kendi durumunu emniyet altma alarak sahillere muhafızlar tâyin eyledi.
Mustafa Çelebi’nin bu suretle çekilmesi üzerine Murad’ın yanındaki devlet adamları, hiç tereddüd göstermeden sıcağı sıcağına bu işi bitirmeği kararlaştırdılar; fakat Anadolu yakasında karşı sahile geçecek gemi yoktu; lâkin Sultan Murad e\^"elce anlaşmış olduğu Foça Ceneviz beyi Adorno’ya vaziyeti bildirerek hemen harb sefineleri yollamasını yazdı. Adorno esasen hazır olan gemilere girerek boğazı geçip yedi kadirga ile LapsekVye geldi ve Murad beşyüz kadar maiyyeti ile kadirgaların en büyüğüne bindi Frenklerin, kendisini külliyetli para mukabilinde
Cemi/er, Gelibolu önüne gelince, Mustafa taraftarları galarla bunların karaya asker çıkarmasına mâni oldular. üzerine Adorno heşyüzden fazla okçu kuvvetini yirmi kadar yığa bindirerek şevketti; bunlar sahilde bulunan Mustafa’nijj okçularını geri atarak karaya çıktılar ve sahili emniyet altıu^ aldıktan sonra Murad da üç bin kadar mahir okçularla berabej karaya çıktı
bunu İbrahim Paşa*ya bildirmek üzere gece Kumburnu^ndan bir adam yi^. dürerek gönderdi. Bu adam İbrahim Paşa’mn çadırını bulup vaziyeti anlaiiı-geceden itibaren sabaha kadar hayh adam geçirildi fs. 99). Behiştî torihi, Ibia. bim Paşa tarafından bir yüzücü ile Gelibolu'mda Taharetsiz Hatib’e giden mektupta ‘^devlet ve saadet istersen bize gemi bulmağa çare edesin” denilmiş Ha* tib, Ceneviz*den ticarete gelmiş bir gemi bulup beş bin altına pazarlık etmiş. Bu gemi Anadolu kıyısına gelip, askerin seçmelerinden bir kısmım alarak Kozlu* iere tarafına götürdü; Mustafa Çelebi bunların ihracına mâni olmak istediyse [e muvaffak olamamıştır motor yağı diyor (s. 60). Tac-üt-tevarih (c. I, s. 314) aym menba* ırdan aym şeyleri nakleder. Keza Müneccimhaşı (c. 3, s. 339) da yine öyledir. li (c, 5, s. 199J*de Ceneviz hezirgânlan ile bir büyük barça (kadirga) Anadok kasına demir atıp vüzera bu geminin reisine dört bin filori ücret verdikleri alıdır. Lütfî Paşa tarihi s. 78'de Sultan Murad’ın bir bezirgan gemisiyle ovası'na geçtiği beyan edilmektedir. Metinde hâdiseyi yakından bilen ve tan Murad’la Adarno’nun motor yağı katkısı münasebatına dair mektuplar yazan Dukas’m h doğrudur. Dukas da Hatib’in ismini yazıyor ve ona gemi tedarikimin tin Bizans altını verildiğini ve Hatibin Adarno’ya karşı sadıkane (;alışaca-remin ettiğini kaydediyor ki bu hal Hatibin daha evvelden gemi tedaıikme T olduğunu göstermektedir (Dukas, s. 165).
Aşık Paşa zâde doğrudan doğruya Gelibolu yu çıkılmıyarak ikram i taraflarma yapıldığını ve Mustafa Çelebi’nin muharebe ederek Bo-^İçildiğini ve sonra Gelibolu halkının Sultan Murad’ı karşdad^anr
Murad. ^lustafaAı takip için seçme kuvvetler gönderdi. Adorno ya kaydıhayat şartiyle Batı Trakya’nın sahilinde eski bir şehir olan Eeritorion köyünün gehrini verdiği gibi Foçalılann gümrük hasılâtını da ona bıraktı; onun maiyyetine de kıymetli elbise ve hediyeler \ erdi; bunları bir müddet sonra iade etti.
Mustafa Çelebi, Murad kuwetleri tarafından süratle takip olundu; nihayet kendisini Edirne’nin kuzeyinde ve Tunca nehri kenarındaki Kızılağaç Yenice’sinde yakalayarak Edirne'm-ye getirdiler. Sultan Alurad alelâde bir şahıs gibi umumî meydanda asılmasını emretti^. Mustafa Çelebi, Sultan Murad’a bir şey söylemek istediğini beyan etti ise de dinlenmiyerek Hisar
yazıyor (s. 100). Behiştî ve Ruhî, Murad’m askerinin K.ozludere*ye çıkarıldığını ve Mustafa’nın bunJan çıkarmamak için gayret gösterdiğini söylemektedirler. Ruhî ve Âlî daha etrafh olarak Gelibolu kalesinden atılan toplarla Gelibolu limanına ihrac yapılamıyarak ihtida Kozludere'*ye asker çıkarıldığım kay-dediyor(Künh-ül-ahbar c. 5, s. 199, 200). Lütfî Paşa ise Mustafa Çelebi’nin, Murad’m Eceovası^na geçtiğini duyup Bolayır yolundan kaçıp Edirne^ye gittiğini söylemektedir (s. 78).
^ Dukas şöyle diy^or fs. İSİ): “Mustafa’yı Murad’m huzuruna getirdiler, o da bir motor yağı katkısı cani gibi umumî meydana asılmasım emreyledi. Mustafa bu suretle idam olunmasım istemedi. Murad bunu Osmanh sülâlesinden olmadığım halka karşı ispat için yapıyordu; bittabi herkes buna inanmıyordu. Sultan Murad halka bunun için İmparator Manuel’in ortaya çıkardığı düzme adamdır diyordu: halbuki işin hakikatini anlamak isterseniz bu Mustafa Bayezid’-ın oğlu idi.-" Gerek Cengiz hanedamnda ve gerek Osmanlılarda hükümdar haiîodamndan katli lâzım gelenler boğulmak suretiyle öldürülürlerdi. Mustafa telebi’nin akılmak suretivle idam olunmak istememesi bundandı.